İçeriğe geç

Hamiyet-i cahiliye ne demek ?

Hamiyet-i Cahiliye Ne Demek? Kabile Ateşinden Grup Dinamiklerine

Bir akşamüstü, kahveler geldi, sohbet koyulaştı; biri “hamiyet-i cahiliye” dedi. Masada sessizlik… “Kulağa şiir gibi geliyor ama neydi o?” diye birbirimize baktık. İşte tam o an, içimdeki meraklı blogger devreye girdi. Hadi, bu kavramın izini birlikte sürelim: köklerinden bugünün sosyal medya tartışmalarına, oradan da geleceğin toplumsal kodlarına…

Hamiyet-i Cahiliye: Kısaca Tanım

“Hamiyet” bir şeyi canı gönülden sahiplenmek, korumak; “cahiliye” ise İslam öncesi dönem için kullanılan “bilgisizlik çağı” ifadesi. Hamiyet-i cahiliye bu iki kelime birleşince, aklın ve adaletin üstüne çıkan, körlemesine bağlılık ve fanatik sahiplenme anlamına gelir. Düşünün: “Bizimkiler her zaman haklıdır; gerisi teferruattır.” İşte o sarsılmaz, sorgulanmaz kabile ruhu.

Kökenler: Çölde Yakılan Kutsal(!) Ateş

İslam öncesi Arap yarımadasında kimlikler kabilelerle örülüyordu. Güvenlik, itibar, hatta adalet bile kabile ağının içindeydi. Böyle bir ortamda hamiyet, topluluğu ayakta tutan güçlü bir tutkal gibiydi; ama cahiliye ile birleşince, o tutkal bazen vicdanı da yapıştırıp hareket edemez hale getiriyordu. “Bizden olanın kusuru örtülür, bizden olmayana merhamet yok.” Zamanın sınavı buydu.

Bugüne Yansıması: Kabile Değişti, Refleks Aynı

Şimdi takvim 2025’i gösteriyor; ama dürüst olalım, kabileler hâlâ aramızda—sadece isimleri değişti. Partiler, futbol kulüpleri, platform savaşları (Android vs. iOS), hatta kahve tercihi (3. dalga mı, Türk kahvesi mi?)… Hepsi küçük kabileler. Hamiyet-i cahiliye bugün şu cümlelerde hayat buluyor:

  • “Bizim takım eleştirilemez.”
  • “Partim haksız olamaz.”
  • “Benim topluluğumdan biri yaptıysa kesin bir sebebi vardır.”

Bu refleks, insanın aidiyet ihtiyacına yaslanır: Bir yere ait olmak, görünmek, korunmak… Ancak aidiyet, eleştirel düşünceyi iptal ediyorsa, işte orada hamiyet “cahili” hâle gelir. Hak, hukuk ve empati kapının dışında kalır.

Hamiyet-i Cahiliye ve Psikoloji: Beynin Kabile Modu

Grup içi–grup dışı ayrımı, beynin kestirme yollarından biridir. Hızlı karar, düşük enerji: “Biz iyi, onlar kötü.” Bu şema, stres altında daha da güçlenir. Düşünün, yoğun iş temposu, ardı ardına bildirimler, bir de gürültülü gündem… Zihin sadeleştirmeyi sever; ama aşırı sadeleştirme bizi adaletsizleştirir. Hamiyet-i cahiliye böylece modern şehirde, ofis katlarında, grup mesajlarında sessizce dolaşır.

Sosyal Medya: Algoritmaların Kabile Başına Terfi Ettirmesi

Beğeniler, paylaşımlar, yankı odaları… Algoritmalar ilgimizi ödüllendirir; öfke ve aidiyet ise en yüksek etkileşimi getirir. Böylece kabile ateşi körüklenir: “Bizimkiler trend oldu, başkaları linç edilsin.” Oysa hakikatin ışığı, çoğu zaman gölgelerde kalır; çünkü ışık gösteri yapmaz, sadece aydınlatır.

İş Hayatı: Kurum İçi Kabileler ve Sessiz Kaybedenler

“Bizim departman–sizin departman” çekişmeleri, projelerde gizli hamiyet-i cahiliye doğurur. Kendi ekibini koruma içgüdüsü, ortak hedefi—müşteri memnuniyetini, kaliteyi, sürdürülebilirliği—arkaya atabilir. Bir noktadan sonra kurum “kabile savaşları”yla meşgul olur, strateji ise sunumlarda kalır.

Beklenmedik Alanlar

  • Bilim ve teknoloji toplulukları: “Bizim paradigma tek doğru.” Yeni fikirlere kapalı bir hamiyet, inovasyonu boğar.
  • Fandom kültürü: Sevdiği diziyi eleştiren arkadaşı “hain” ilan etmek… Sanat, kabile biletine mecbur değildir.
  • Kripto/oyun ekosistemleri: Token ya da lonca bağı, eleştiriyi düşmanlık sanabilir.

Etik Pusula: Hamiyeti Asilleştirmek, Cahiliyeyi Terbiye Etmek

Hamiyet tek başına kötü değildir; aidiyeti sorumlulukla buluşturduğunda topluluklar güçlenir. Sorun, hamiyetin “cahiliye moduna” geçtiği andır. Peki denge nasıl kurulur?

Üç Adımlı Mini Manifesto

  1. Körü körüne değil, bilinçle sahiplen: “Bizden olan” haksızsa, “biz” adına düzeltmek de sadakattir.
  2. Empatiyi ölçüye bağla: Empati demek her iddiayı sorgusuz kabul etmek değildir; empati + kanıt = adalet.
  3. Kural yerine ilke konuş: “Biz böyle yaparız” yerine “Niçin böyle yaparız?” sorusu, kabile duvarlarını pencereli hale getirir.

Pratik Araçlar: Gündelik Hayatta Anti-Cahiliye

  • “Ters kanıt” egzersizi: Kendi görüşünü zayıflatan üç güçlü argüman yaz. Duygu sakinleşir, akıl devreye girer.
  • “Rol değişimi” sohbeti: Tartışmada karşı tarafın yerine geçip onun savını en iyi hâliyle anlat. Saygı, netliği artırır.
  • Veri kontrolü: Duyduğun her iddia bir link ve bağlam istesin. “Kim dedi, ne zaman dedi, hangi karşılaştırmayla dedi?”

Geleceğe Bakış: Yapay Zekâ, Metaverse ve Yeni Kabileler

Yarın, AR gözlükler ve kişisel yapay zekâ asistanları bilgi akışını daha da kişiselleştirecek. Kişisel kabile balonlarımız şiştikçe, hamiyet-i cahiliye daha sofistike hâle gelebilir: Herkes kendi veri evreninde “haklı” görünecek. Çözüm mü? Şeffaf algoritmalar, açıklanabilir yapay zekâ ve dijital etik okuryazarlığı. Eğitim sistemleri, “eleştirel düşünce”yi bir ders olarak değil, tüm derslerin dili olarak kurgulamak zorunda kalacak.

Toplumsal Dayanıklılık: Kabileden Cemaate, Oradan Cemiyete

Gerçek ilerleme, küçük aidiyetlerden büyük ilkeli birlikteliklere sıçramakla olur. Kabile, duygusal güvenlik sağlar; cemaat, ortak değer üretir; cemiyet ise farklılıkları adaletle birleştirir. Hamiyet-i cahiliye, bu merdivenin ilk basamağında bizi oyalayan tatlı ama tehlikeli bir rahatlıktır.

Son Söz: Ait Ol, Ama Adil Kal

Hamiyet-i cahiliye, insanın “biz” deme arzusunun gölgeli yüzü. O arzuyu büsbütün reddetmek gerçekçi değil; fakat onu adalet, empati ve eleştirel düşünceyle eğitmek mümkün. Bir sonraki hararetli tartışmada, kalbin “biz” derken zihnin “hak” deyiversin. Ve masadaki dostlara dönüp sor: “Ait olduğumuz için mi haklıyız, yoksa haklı olduğumuz için mi aitiz?” Yorumlarda buluşalım; kabile ateşini birlikte ocak sıcaklığına çevirelim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
hiltonbet girişsplash