Hiçbiri TDK Nasıl Yazılır? Dil, Gerçeklik ve Bilgi Üzerine Felsefi Bir İnceleme Bir Filozofun Bakışı: Dilin Sınırsızlığı ve Sınırlılığı Felsefe, her zaman doğruyu, gerçeği ve bilgiyi arayışla başlamıştır. İnsan zihninin evrimi, anlamın ne olduğunu sorgulayan ve bu soruya farklı açılardan yaklaşan büyük filozofların düşünceleriyle şekillenmiştir. Dil ise, bu arayışın en önemli aracı olmuştur. Ancak dilin doğru kullanımı, anlamın doğru aktarılmasını sağlamak için kritik öneme sahiptir. Bu yazıda, “hiçbiri”nin Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre nasıl yazıldığını ele alırken, dilin derin anlam ve felsefi sorularla ilişkisini inceleyeceğiz. Hiçbiri, yalnızca bir kelime değildir; aynı zamanda dilin sınırsız potansiyelini ve sınırlı doğasını simgeler. Türk…
Yorum BırakGünlük Fikirler Yazılar
Bir Sosyoloğun Gözünden Hidrate Kalmak: Bedenin Suyu, Toplumun Akışı Toplumları anlamak, bazen en basit görünen kavramların ardındaki derin anlamları çözmekle başlar. “Hidrate kalmak” — yani vücudun su dengesini korumak — yalnızca bir sağlık tavsiyesi değildir; aynı zamanda modern yaşamın hızında, bireyin kendine bakım biçimidir. Bir sosyolog olarak baktığımda, bu kavram bana yalnızca bedensel bir ihtiyacı değil, toplumsal dayanıklılığın da metaforunu anlatır. Çünkü bir toplum, bireylerinin nasıl beslendiği, nasıl dinlendiği ve nasıl “hidrate kaldığıyla” da tanımlanır. Hidrate Kalmak Ne Demek? Su ve Modern Bedenin Sosyolojisi Hidrate kalmak, en basit tanımıyla vücudun su dengesini korumasıdır. İnsan bedeninin yaklaşık %60’ı sudan oluşur ve…
Yorum BırakHicri 1 Miladi Kaç? İktidar, Kurumlar ve Toplumsal Düzen Üzerine Siyaset Bilimci Bir Bakış Siyaset bilimi, toplumsal düzenin nasıl şekillendiğini, güç ilişkilerinin nasıl işlediğini ve bu süreçlerin bireyler ile kurumlar arasındaki etkileşimi nasıl dönüştürdüğünü inceleyen bir alandır. Toplumlar, tarihsel süreçler boyunca farklı yönetim biçimleri ve ideolojiler aracılığıyla organize olmuş, bu organizasyonlar zamanla bireylerin devletle, toplumla ve birbirleriyle olan ilişkilerini şekillendiren normlar ve kurumlar haline gelmiştir. Bu bağlamda, Hicri takvim gibi takvimsel sistemler, yalnızca zamanı ölçmekle kalmaz, aynı zamanda bir toplumun tarihsel bilinç yapısını ve ideolojik çerçevesini de yansıtır. Peki, Hicri 1 Miladi kaçtır? Bu soruya bakarken, takvimin ötesine geçip toplumların…
Yorum BırakHevesi Kaçmak: Öğrenmenin Kırılma Noktasındaki Duygu Bir Eğitimcinin Gözünden: Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü ve Hevesin Kaybolması Öğrenme, sadece bilgi edinmenin ötesinde, bireylerin hayatlarını dönüştüren bir süreçtir. Ancak, bazen öğrenme süreci, başta hevesli ve istekli olan bireylerin, ilgilerini kaybetmesine yol açabilir. “Hevesi kaçmak” ifadesi, bir kişinin öğrenmeye karşı duyduğu heyecan ve isteğin kaybolması, motivasyonunun azalması anlamında sıklıkla kullanılır. Peki, neden bazen hevesimiz kaçar? Öğrenme sürecinde hangi faktörler bu tür duygulara yol açar? Bir eğitimci olarak, öğrencilerin bu durumu aşabilmesi için ne gibi stratejiler geliştirebiliriz? Hevesin kaybolması, öğrenme teorileri, pedagojik yöntemler ve bireysel/toplumsal etkiler ışığında incelenmesi gereken önemli bir meseledir. Eğitim süreci, sadece…
Yorum BırakHelmint parazit midir? Bir psikoloğun içsel merceğinden bakış Bir psikolog olarak bazen insan davranışlarını anlamaya çalışırken, doğanın görünmez ilişkilerini düşünürüm. Bedenin içinde yaşayan, sessiz ama etkili bir varlık: helmint. Onu yalnızca biyolojik bir “parazit” olarak görmek mümkün elbette; ama bu yazıda onu bir metafor, bir zihinsel sembol, hatta sosyal etkileşimin mikroskobik bir aynası olarak da ele almak istiyorum. Çünkü “helmint” yalnızca bedene değil, zihinlere de dair bir hikâye anlatır. Helmint nedir ve neden bu kadar dikkat çekicidir? Helmintler, insan ya da hayvan bedeninde yaşayan, besinlerini konak organizmadan alan parazitik solucanlardır. Yani evet, biyolojik anlamda helmint bir parazittir. Ancak bu tanım,…
Yorum BırakPembe Oda Hamile Kalır mı? Bilimsel Gerçeklerle Şehir Efsanesine Bir Bakış Biraz internet karıştırınca karşımıza çıkan o ilginç sorulardan biri: “Pembe oda hamile kalır mı?” Evet, kulağa hem tuhaf hem de merak uyandırıcı geliyor. Renklerin insan psikolojisi üzerindeki etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış olabilir ama acaba bir odanın rengi gerçekten doğurganlığı etkiler mi? Gelin, bu soruya hem bilimsel hem de mantıklı bir yerden bakalım. Pembe Odanın Hikayesi: Nereden Çıktı Bu İnanış? “Pembe oda hamile kalır mı?” sorusu, özellikle sosyal medya çağında hızla yayılan şehir efsanelerinden biri. Bazı kullanıcılar, “pembe odada hamile kaldım” gibi deneyimsel paylaşımlarda bulununca konu bir anda mistik bir…
Yorum BırakMDF Kaplama Olur mu? Geleceğin Malzemesi Üzerine Bir Beyin Fırtınası Bazen bir malzemenin geleceği hakkında düşünmek, sadece teknik detayları anlamaktan ibaret değildir. “MDF kaplama olur mu?” sorusu da tam olarak böyle… Yüzeyde sıradan bir marangozluk ya da iç mimari sorusu gibi görünse de aslında geleceğin tasarım anlayışına, sürdürülebilirliğe, hatta toplumsal tercihlerimize kadar uzanan bir tartışmanın kapısını aralıyor. Gelin birlikte hem bugünü hem de geleceği konuşalım; kim bilir belki de bu yazının sonunda siz de kendi vizyonunuzu şekillendirecek fikirlerle dolarsınız. Geleceğe Bakış: MDF Kaplama Neden Önemli? MDF (Medium Density Fiberboard), ahşap liflerin yüksek basınç ve ısıyla birleştirilmesiyle elde edilen, mobilya ve…
Yorum BırakKapalı Yüzme Havuzunda Ne Giyilir? — Kurallar mı, Konfor mu, Cesaret mi? İtiraf edeyim: “kapalı yüzme havuzunda ne giyilir?” sorusu göründüğü kadar masum değil. Bir yanda yönetmelikler ve hijyen kuralları, diğer yanda beden algısı, kültürel beklentiler ve kişisel özgürlük var. Benim tavrım net: havuz kıyafeti önce işlev ve güvenlik, sonra stil ve ifade özgürlüğü olmalı. Fakat çoğu tesis, bunu tek tip forma dayatmasına çeviriyor. Peki gerçekten tek doğru var mı? Tek doğru yok. Ama yanlışlar çok: pamuklu şort, bol tişört, cepli kıyafet, çıplak ayakla ıslak zeminde dolaşmak, boneyi “estetik” diye reddetmek… Temel İlke: Suyun Kimyasına Saygı, Vücudun Hareketine Özgürlük Havuz…
Yorum BırakAyaltı Evren: Toplumun Görünmeyen Katmanlarında Yaşamak Bir sosyolog olarak, insan davranışlarının yalnızca gözle görülür alanlarda değil, toplumun görünmeyen katmanlarında da şekillendiğini fark ederim. Gökyüzüne baktığımızda Ay’ın parlak yüzünü görürüz, ancak karanlık tarafı da vardır; tıpkı toplumun da “aydınlık” değerlerinin ardında gizlenen, bastırılmış bir dünyası olduğu gibi. Ayaltı evren kavramı, tam da bu karanlık ama anlamlı alanı anlatır. Klasik felsefede “ayaltı” (sublunar) evren, Ay’ın altındaki, yani değişimin, çürümenin, doğumun ve ölümün gerçekleştiği dünyadır. Fakat sosyolojik açıdan baktığımızda, bu terim yalnızca fiziksel bir alanı değil, toplumsal ilişkilerin karmaşık dokusunu da temsil eder. Ayaltı evren, normların, rollerin ve kimliklerin birbirine karıştığı, bireyin toplumla…
Yorum BırakBazı hikâyeler vardır ki sadece bir olay anlatmaz; bir toplumun nasıl şekillendiğini, bir devletin nasıl ayakta kaldığını, insanların birlikte nasıl yaşadığını gösterir. Bugün sizlere tam da böyle bir hikâye anlatmak istiyorum. “Kanun nasıl hazırlanır?” sorusunun ardında, sadece kağıt ve kalem değil, umut, mücadele, empati ve aklın birleştiği bir yolculuk var. Kanun Nasıl Hazırlanır? Bir Devletin Kalbine Yolculuk Stratejinin Temsilcisi: Emir ve Çözüm Odaklı Düşünce Emir, genç yaşta hukuk alanında yükselmiş, analitik zekâsıyla öne çıkan bir danışmandı. Devletin düzeni onun için her şeydi. Ona göre bir kanun, karmaşayı ortadan kaldıran bir sistemdi. “Her sorun çözülmek için vardır” derdi hep. Bir sabah…
Yorum Bırak